Dün 13:40 uçağıyla İstanbul'a halasına giden Elişim, evde Günce tarafından aranıp durmaktadır.
Akşam onun döneceği saatte (inanılmaz bir biyolojik saat işleyişi var, kim hangi saatte geliyor, hepsi bilinmekte), Elişimin gelişini izlediği pencereye konumlanıp, tülü aralayıp, seslenmeye başladı: Ferviş, ferviş (servis)...
Sonra nerede diye soran gözlerle bize döndü. Şimdi gel de anlat onsekiz aylık bebeğe, şimdi yarıyıl tatili, servis gelmeyecek, Eliz gezmelerde (Disney gösterilerini izlemeye gitti)...
Kesin "sen de, sen de" diye tutturur (Ben ve seni tamamen yanlış söylüyor. Ben de diyeceğine "sen de, sen de" . Ya da diyelim ki elma soyuyorsun, görür görmez "enne, sana da, sana da" -bana da elma).
Yataktan kalkar kalkmaz da ilk iş, Elişimin odasına koştu. Yine şaşkınlık içinde, Eliz yok.
Pazar günü geliyor neyse ki Elişim, o güne kadar hergün böyle ferviş tekmili vereceğiz gibi görünüyor.
28 Ocak 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder