02.07.2010
Dedi
Anneannenin evinde kalorifer borusuna tutunmuş zıplıyor "biy, iki, üç, döyt, beş, atı, yedi, dokuş, on" (sekiz yok Günce için)...
Dünyanın en obsesif babası yine susamayarak "Kızım hoplamasan orada..."
Günce'den tek kelimelik yanıt "Ne var ki?"
---
02.07.2010
Dedi
Ben de, ben de zamanında bu aralar Günce. Eliz'i öğle arası diş kontrolüne götürmek için eve uğradım.
Günce: Neyeye didiyosun şen Eliş?
Eliz: Diş doktoruna gidiyorum canım.
Günce bu diyalogdan habersiz, bendenizin yanına gelip "Ben de gelicem, ben de" dedi.
Ben: Nereye geleceksin Günce'cim?
Günce: Diş fırçısı doktoyuna!!!
---
02.07.2010
Dedi
Kaç zamandır Penguen'den çıkarken cırlayan ağustos böceklerine takmış durumda."Korktum" deyip duruyor. Geçenlerde "kediler miyav diyor, köpekler hav, bunlar da cırcır diyorlar, ağaçlar onların evi" demiştim.
Dün oradan çıkarken kucağımda konuşmaya başladı "Bunlardan korkulmaş, kedi miyav der, kuşlar yavada ötey, bunlay evleyi...."
---
04.07.2010
Dedi
Anneanne: Denize girdin mi Günce'cim sen de?
Günce: Girdim tebi...
Anneanne: Yüzdün mü sen?
Günce: Yüjdüm tebi, çıpıy çıpıy yüjdüm, Ateş'in bilejini buyama taktık, böle böle yüjdüm...
Anneanne: Pelikan'a mı gittiniz?
Günce: Moğsak'a...
Ateş'in bileziği: 5 yaşındaki favorisi Ateş kollukla yüzünce o da kolluk istedi. Ateş'inkileri ödünç aldık, çünkü biz simitle gitmiştik...
Pelikan: Balıkçı Ekran İzzet'in yeri. Olbios Otelin plajı.
Moğsak: Boğsak. Bence hatırlama süperdi, ben 3 yılda öğrenebildim adını:)))
---
07.07.2010
Dedi
G: "Atopota didelim anne"
N: "Nerde vardı ahtapot Günce'cim?"
G: "Babanın kız abisinde vardı"
N: "Babanın kız abisi kim Günce?"
G: "Kız abi işte, oynuyo böle böle"
Ben, baba ve Eliz birbirimize bakıp ahtapotu ve kız abiyi çözmeye çalıştık ama kimse anlamlandıramadı. O sırada sessizce durumu çözmemizi bekleyen Günce baktı ki çıkamadık işin içinden,
"O zaman buş patenine didelim, kayicam böle böle"!!!
---
07.07.2010
Dedi
Baba dayanamayıp maç seyretmek üzere TVu açtı. Günce ekrana baktı (Almanya-İspanya maçı) tam o sırada futbolcuların hepsi Almanya kalesine doğru koşmaktalar.
"Baba nereye gidiyo bunlar?"
---
07.07.2010
Dedi
Ben: Günce kaka mı yapıyorsun?
Günce: Yapiyom tebi...Ne var ki?
Sıkınıp durmakta olan çocuğa bu soru mu sorulur şimdi...Böyle ağzının payını verir:)))
---
07.07.2010
Dedi
Günce'yi kucaklayan baba: "Günce sen birşey mi sürdün, kokuyor her tarafın?"
Günce: "Evet, doğyu, dedonant süydüm tebi"
---
07.07.2010
Dedi
4 Temmuz akşamı, baba yine bacaklarını uzatmış, elinde birşeylerle oradan oraya gezinip duran Günce geçemiyor.
Genellikle elindekilerle bekler ve "paadon" der, baba da mecburen çeker bacaklarını.
Bu kez "Müşane edir mişin?" dedi.
Müsadelerin hepsi size küçük hanım.
---
07.07.2010
Dedi
Sabah ille duşa girmek istedi. "Bodi"sini çıkardık, "ayabbak" larını çıkardık, girdik kabine.
"Annecim, şuyu ayayayalamışın?"
"Ayarlarım Günce'cim"
"Sicak bu sicak yala".
"Şunun kapıını açırmısın, annecim?"
"Şunun kapağını mı açayım?
"Şunun"...
---
07.07.2010
Dedi
Dün akşam tabağına koyduğum karpuzu bir solukta bitirdi.
"Yeniden kapuşş iştiyoommm" dan sonra baktı ki Eliz elinde tabağı yesem mi, yemesem milerde...
Kendi tabağını aldı ve Eliz'in yanına geldi "Eliş'cim şana kapuş koyur musun, şana verer mişin biyaşş yüffen?".
Eliz, Günce'nin tabağına 2 dilim karpuz daha koyduktan sonra, tabağını alıp, arkasını dönüp, kendi koltuğuna giderken de "teşekküy ettimm" dedi, arkasına bile bakmadan...
Günce karpuzu yedi, ben de Günce'yi...
---
08.07.2010
Dedi
Gece uykusu için yatakta debelenmekteyiz. "Aydede söyleyelim" dedi.
Anne: "Aydede, aydede senin kızın nerede?
Günce mi, Günce mi şimdi evinde"
Günce: "Ben söyliim şimdi"
Anne: "Hadi söyle bakalım"
Günce: "Aydede, aydede senin kızın nerede?
Günce mi, Günce mi, anne mi, annane mi, Eliş mi ...."
(Iraz'cım kulakların çınladı mı? Nerden aklına geldiyse dün geceden beri Aydede Aydede halindeyiz:)))
---
08.07.2010
Dedi
Dün akşam çıplak ayağının üzerine koskocaman ciltli kitap düşünce, sabah ayağına ayakkabı giydirmeye karar verdim de, onun giymeye hiç niyeti yok.
Anne: "Günce'cim hadi gel bu ayakkabıları giyelim".
Günce: "Giymicem, sıktı bu"
Anne: "Günce daha giymedin ki, nasıl anladın sıktığını"
Bir an duraklayan Günce, birden yeniden konuşmaya başladı.
Günce: "Benim diyil bu"
Anne: "Senin değil mi, kimin peki?"
Günce: "İlgaş'ın!!!"
Lila rekli ve çiçekli bir çift ayakkabıdır söz konusu olan. Ilgaz da kendinden 5 gün büyük kankisi. Evin içinden birini söylerse, benim "ama bu küçük" deme durumumu kafadan eledi resmen.
---
10.07.2010
Dedi
Akşam Eliz'e "ne yersin?" diye sordum.
Günce de bir yandan konuşmaya kulak misafirliğinde.
"Lahmacun yiyeceğim" dedi Eliz.
On dakika sonra "Günce'cim sen ne yemek istersin?" dedim.
Günce'den yanıt: "Diş fırçısı yicem ben de"...
---
11.07.2010
Dedi
Günce: "Uçaka tedi binmişşşş"
Anne: "Uçağa kedi mi binmiş?
Sadece iki saniye bana baktı ve
"Uçaka tedi binmemiş, sadece çok çok babalay vaamış"
---
20.07.2010
Dedi
"Annane, babam benim mışırımı yiyo ama aslında çok komik"!!!
---
20.07.2010
Dedi
"İlgınla, İlgaş bişe delebili mi annecim?"
Birşey yaptırmak istediğinde kibarlıktan kırılan Günce...
---
20.07.2010
Dedi
Uykudan uyanır uyanmaz:
"Peki Eliş yerde, anne?"
Ne onunla, ne onsuz!
---
20.07.2010
Dedi
"Şuydan çıkmama yamanet anne"
Şişme havuzun içinden elindeki mısırla çıkmaya çalışırken...
---
20.07.2010
Dedi
Yer temizleme fırçasını Hülya'nın elinden kaptı. Yine "Benim ooo" larla.
Koca fırçayı bana getirdi "Benim bu".
Ben de "Tamam senin" dedim.
Bu sefer "Aslinda benim diyil bu, Yülya'nın bu"!!!
(H'ler hala y)
---
20.07.2010
Dedi
Eliz'in elindeki kitabı en cazgır sesiyle "benim buuu" diyerek kaptı. Eliz geri isteyince vermedi. Bunun üzerine Eliz küsüp, odasına gitti.
Bu sefer içeriye seslenmeye başladı: "Eliscim del".
Eliz'den ses seda yok. Günce birkaç kez daha çağırdı, Eliz'den yine çıt yok.
Sonunda çatladı cimcime: "Eliscim buyaya delir mişin, kardeşin seni çağiriyo"!!!
---
23.07.2010
Dedi
Dün çocuk enfeksiyon kontrolünde hoca Eliz ve Günce'ye birer çikolata verdi. Top şeklinde, yaldızlı kağıtla kaplanmış çikolatalar.
Günce daha ilk saniyeden itibaren: "Bu ne?", "bu ne?" diye bir dakikada 40 kere sordu.
Sonunda açtık.
40 kere çikolata diye yanıtlamama rağmen, sanki ben hiç yanıtlamamışım gibi "Vay canına çuçaka bu" dedi ve paketi içindeki çikolatayla birlikte çöpe attı.
---
23.07.2010
Dedi
Akşam muz yiyen Eliz'i görünce "Eliş ne yiyosun şen?"
Eliz: "Muz yiyorum, ister misin?"
Günce: "Kiyaş yicem ben".
İçeride benden kiraz istedi, elinde de minik tabağı. Ona koyacakmışız.
Baktı ben biraz fazlaca yıkadım, "O tabağa diyil, bunda yicem" dedi.
Ben de "Tamam senin tabağına koyacağım, Eliz de yemek isteyebilir diye fazla yıkadım" dedim.
Elinde minik tabak bana bakıp "Eliz muj yiyiyo galba" dedi.
---
26.07.2010
Dedi
Anne buda bi yufusçuk varrr!!!
---
26.07.2010
Dedi
Bu akşam da Günce'yi oyalayabilme materyal ve yaratıcılığımızı tüketip o ağlama-mızırdama moduna geçince (bir tek sivrisinek ısırığı dağıttı çocuğu, ağzının içi bile veziküllerle kaplı) nerden aklıma geldiyse "hadi gel arkadaşlara bakalım" dedim.
İyi ki koymuşsunuz bu video ve fotoları:
Denizdeki Toro: Bayıldı, bayıldı, sudaki bebek Demir'e, kıkır kıkır izledi:)))
MArket arabalı Purki: E benim ayabam buuu, veyşin ayabamı...
Kaydırakta Çınar: Aykadaşım bu benim, aykadaşım...
MAvili Ada: Kaydeş elbişemi almış, veymicem diyo, bu benim elbişemmmm...(Böyle bir elbisesi falan da yok, kıskançlık pik durumda)
Hiç ayırımcılık da yok bu arada, hiiçççç...
---
30.07.2010
Yaptı
Yine birşey yediremedik, çocuklarla oynar ve açılır diye Tenis Kulübüne gidkucağımdan.elim bari dedik.
Ateş (5) gelene kadar ağzına birşey sürmez, durmadan mızıldanıp, kucaktan inmezken birden bir-iki kaşık da olsa yiyiverdi. O kadarcık bile muhtemelen kan şekerini dengeledi. Aşağıya atladı hemen.
İpek ve Ateş'in olduğu tarafa doğru koşturdu, "Ateeşşşş beni yakalaşana" diye bağırarak, o sırada kendinden en az 4 adım ileride olan Ateş'in arkasındayken hem de...
Sonra salıncak kısmı ve "Beni Ateş sallasın"larla akşam ilerledi...
---
30.07.2010
Yaptı
Hala çok iyi değil, kafasını kaldıramıyor ama Ateş'i (5) görür görmez ağzına bir iki lokma yemek girdi. "Ateş beni yakalaşana" diye koşmaya başladı (Bu arada Ateş kendinden en az 4 adım önde ve zaten koşuyorken), birlikte salıncağa gittiler ve "AAnneee bayak
beni, beni Ateş şallasınnn (en namelisinden)"....Eyy aşşkkk sen neler yaptırabiliyorsunn...
(Günce Ateş'in peşinde koşarken, Ateş de aslında Eliz'in peşinde:))) Böyle de bir aşk üçgeni durumumuz da var)
---
30.07.2010
Dedi
"Cemine, hala uyanmıştı, kavıltısını yapmıştı..."
Bebek Koala okumaktan fenalık geçirmekte olan anneye, daha yeni ortaya çıkardığımız ve hiç okumadığımız Cemile'leri okuyan Günce...
---
31.07.2010
Dedi
Dayanılmaz sıcağı evde atlatamayacağımız kesinleşince Boğsak'a gittik. Geçen sefer suya "cuuppp" diye atlayan Günce bu sefer "eve didelim" diye tutturdu.
Biraz uğraşınca bu sefer sudan çıkmak istemedi. Biz de nerdeyse bütün gün suda kaldık. Bol bol kumlarla da oynadı.
Kollukları takılı kendi başına kıyıya doğru yürümek isterken "çok hassas ama bu" dedi.
Günden geriye diğer söyledikleri:
Kendi kendine söylüyor: "Korkma Cünce korkma, bişey olmaz, anne seni sımsıkı tutuyo"
---
26 Aralık 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder