Gün kızım, Güneş kızım

Lilypie Second Birthday tickers

26 Aralık 2010 Pazar

02.12.2010
Dedi

Günce: Ben küçücükken bunlarla oynardım di mi anne?
Anne: Evet tatlım.
Günce: Artık Eliz oynasın bunlarla, bu tornabidamla (tornavida).


---

02.12.2010
Dedi

Ben küçücükken bunlarla oynardım di mi anne?


---

02.12.2010
Yaptı

Daha doğrusu yapıyor...

Pirinçleri yerlere döküyor. "Kumdan kale" yapıyormuş!!!


---

02.12.2010
Dedi

Sandalyeyi çekmiş, elindeki pirinç dolu kabı ocağın üzerine koymaya çalışırken yakaladığım Günce'ye "Aman Günce..." diye başlamıştım ki, "Merak etme annecim, ben Cünce'ye gös kulak oluyorum" diye lafı ağzıma tıktı.


---

08.12.2010
Yaptı

Sezonun ilk nezlesini oldu. Burun "fırk fırk", kendisi "şubup içicem" derdinde. İğrenç Sudafed'i içip, üstüne "çok güselmiş tadı di mi"leri tamamen bozulan damak tadına bağlıyorum.

Durmaksızın mızırdama modunda. Uyulan kurallar altüst. Dün gece babayla diyalog şöyle sürdü:
G: "Bi de Totoro, baba".
B: "Olmaz kızım, çok geç oldu, hadi yatalım"
G: "Totorooooo, babacım"
B: "Kızım hastasın zaten, hadi yatıp dinlenelim"
G: "Nüffen babacım, nüffen, bi de Totoro"
B: "Annen izin vermiyor bak, annene söyle"
A: "Beni karıştırmayın, ben Ponyo'yo da olmaz demiştim"
B: "Günce ama sadece Ponyo diye konuşmuştuk, Totoro dememiştik"
G: "Hadi, konuşalım o zaman".

Sürer de sürer...





---

08.12.2010
Dedi

"Hoşgeldimmmm annecim!!!".

Babasıyla dışarıdan gelen Günce'ye kapıyı açtığımda, yüzünde kocaman bir gülücükle, böyle dedi bana.


---

10.12.2010
Dedi

Günce: "Bunun tadını koklayabilir miyim?" (çorba için)

Doğru diyor aslında:))


---

10.12.2010
Dedi

Baba: "Günce'cim bir durur musun, alamadım burnundaki sümüğü."

Günce:"Hiç önemli diyil canım!".


---

13.12.2010
Dedi

Yeni yıl çekilişi için yapacaklarımızla ilgili konuşmuştuk Günce'yle. Gerçi duyduğu ilk andan itibaren "Benim hediyem bu, ....'nun diyil" demeye başlamıştı, daha almadığımız hediye için.

Cumartesi hediyemizi almaya çıktık. Yeni yılda sürpriz bir arkadaştan gidecek hediye için oyuncak daha doğru gibi geldi bize.

ToyzzShop'a daldık. Alınmamış hediyesini paylaşamadığı arkadaşı ... için bu kez de bütün mağazayı almaya kalktı, doğal olarak. Sonunda kendisinde de olan, kendi sevdiği bir oyuncağı seçti:))


Oldukça uzun bir zaman harcadıktan sonra, paketimizi yaptırdık, elimizdekileri arabaya yerleştirdik ve eve geldik.

Paketi yukarıya çıkarmak istedi bu kez. Bu paketin onun değil, Nilsu'nun olduğunu anlatmaya çalıştık yine.


"Vermek iştemiyoyum ben bunu Nilsu'ya" dedi.

"Ama onun için seçmiştin, bununla oynasın di mi anne, demiştin" dedim.

"Vermicem, Nilsu benimle oynamıyoo" dedi çıktı.

Ne anladı bu çekiliş işinden, ben anlamadım:)))




---

13.12.2010
Yaptı

Aksiyon filmleri yönetmenlerine açık duyurumdur:

Bütün gün uyumadığı halde 21:30'da yatağa ancak götürmeyi başardığımız, "sen buraya anne", "babam da gelsin, bu tarafa geçsin" diye bizi yatağa dizen, almadığı pozisyon, girmediği şekil kalmadıktan sonra yerleştiği orta pozisyonda, kıpırtısız bir hal almasıyla
biz "hah uyuyacak artık heralde" diye heyecanlanmışken, solundaki babanın çenesine sol ayağının topuğuyla bir uçan tekme geçirirken, sol eliyle de adamın saçlarını kavrayıp yolan, sağındaki annenin sağ kolunu alttan tırmalayıp, üstten de ısırmayı başarabilen
ve bu dört eylemin hepsini aynı anda yapabilen, 2 yaş 4 aylık küçük kız bizim evde .


Başka yerde aramayın diye...

(Bir de bu hasta hali)


---

14.12.2010
Dedi

Ağacımızı çıkarmasını söylemiştim Hülya ablamıza, çıkarmış. Eliz hanımın sıkı tembihi var, "Ben olmadan sakın süslemeyin", bekledik.

Günce dört dönüyor ağacın çevresinde.
"Hülya bu ne ki?" (Hayret, hiçbirşeyi unutmaz, bunu hatırlamadı).

Hülya yanıtlıyor: "Yeni yıl ağacı Günce."

G: "Napıcaz ki bunu?"
H: "Süsleyeceksiniz Eliz gelince."

Nihayet Eliz gelir. Günce hoplaya, zıplaya kapıya koşar.
"Elis, del bak sana ne göstericem, çıkardık biz, çıkardık, del gör".

Eliz: "Neyi göreceğim Günce?"
Günce: "Yüzyıl ağacını"...





---

15.12.2010
İlk kez

Abla, dedi. Biz de kullanmadık hiç "abla, ablan" diye, çevremizdeki hiç kimsede, herkes "Eliz" diyor.

Buna rağmen dün akşam "Abla, orda herşey yolunda mı?" diye seslendi odasındaki Eliz'e.

Muhtemelen "İyi ki Varsın"ın etkisi.


---

15.12.2010
Dedi

Dün gece:

Bir şekilde yatağa götürebildiğimiz Günce ile önce "Ay'daki Bop"u (Aydaki Adam) okuduk.

(Buna okuma denirse, Günce şekilden şekile... bir an ağzımda bir ayak, ayak çıkıyor bu kez saçları doluyor- çünkü kafasını yüzümün üzerine yerleştirse bile, ağzımın içindeki ve gözümün önündeki saçlara rağmen hala okuyabileceğimi zannedebiliyor- "o ne",
"bu ne" şeklinde ardı arkası kesilmeyen sorular vb) ve sonra bir daha aynısını okuduk.

"Aferin Küçük Ayı", "Minik", "Dişimi İstiyorum" (bu tam 3 kez)...

Yarım saatten fazla zaman geçti. "Tamam artık ışığı kapatıyorum" dedim.

Günce'de bir panik, bir panik (eyvah uyku zamanı paniği):

"Aa, Cünce galba kaka yapmış, bezini içerde değiştirelim mi anne, ne dersin?" dedi önce, surat sevimli hale sokulmuş, kafa bir o yana, bir bu yana eğilmekte.

Kaka yaptığı falan yok tabi.

Yine de açtık, yeniden kapattık. Bütün bunları Günce'nin devinimleri içinde yapınca en az bir 10 belki 15 dakika daha geçti.

Baktı ki, yatma moduna geçiyor anne (baba zaten onca hareket ve sese rağmen sızmış- adamcağız uyumuyor, sızıyor artık resmen),bu kez de:

"Açıktım anne ben, hem de çok açıktım, ışamak (ıspanak) yemek istiyorum" dedi.

Ve kalktık.

Dahası yedi de gerçekten... Burada da "üzerine yoğurt koy", "neden yoğurt koydun ki, böyle yemicem", "babamın yanında yicem, babama gidelim", "burda yemicem, içeriye gidelim" (babanın yanına gidip, sonra tekrar geri dönüyoruz) şeklinde bir hareket zinciri
sonrası en az bir yarım saat daha geçirmiş oldu...


Odaya doğru yöneldiğimi fark edince minik bir bebeği kaptı hemen.
“Bak anne kısıma, ben anneyim, bu da kısım”.
“Küçük anne, hadi al kızını da, artık uyumaya gidelim” demiş bulundum.
“Ben anne diyilim, Cünce’yim ben”, bu arada surat beş karış.
“Tamam Cünce’sin sen”
“Iııh, Cünce diyilim ben, Cünce’yim”
(Kabul ediyorum bir mikrobum, gecenin bu saati, ona Cünce dersem ne diyeceğini gayet iyi biliyorum, yine de içimdeki şeytan susmuyor ve bayıldığım tepki saniyesinde geliyor.)
"Tamam artık çok geç oldu, uyuyalım, yoruldum çünkü gerçekten" dedim.

Birden dudakları büzdü ve yaygara ağlaması değil, en içlisinden ve sessizce ağlamaya başladı. O yanaklardan, inci tanecikleri gibi yaşlar dökülürken bir yandan burnunu çekip, bir yandan da o koskocaman derdini anlatmaya çalışıyor:

"Sabaha kadar uyumuştum ben zaten, hep uyuyoruz, hep uyuyoruz, uyumak istemiyorum ben".

(Artık öğle uykusu da uyumuyor)

Sarıldım sımsıkı sadece. Öyle de uyuyakalmışız…

Ve hatırladım, bundan seneler öncesinde annesine "Dün okula gitmiştim ben zaten, hep gidiyorum, hep gidiyorum, okula gitmek istemiyorum" diyen bir birinci sınıf kızını.


Tarih tekerrürden ibaret, farklı durumlar ama aynı kalıp:))





---

15.12.2010
Dedi

Dün gece:

Bir şekilde yatağa götürebildiğimiz Günce ile önce "Ay'daki Bop"u (Aydaki Adam) okuduk.

(Buna okuma denirse, Günce şekilden şekile... bir an ağzımda bir ayak, ayak çıkıyor bu kez saçları doluyor- çünkü kafasını yüzümün üzerine yerleştirse bile, ağzımın içindeki ve gözümün önündeki saçlara rağmen hala okuyabileceğimi zannedebiliyor- "o ne",
"bu ne" şeklinde ardı arkası kesilmeyen sorular vb) ve sonra bir daha aynısını okuduk.

"Aferin Küçük Ayı", "Minik", "Dişimi İstiyorum" (bu tam 3 kez)...

Yarım saatten fazla zaman geçti. "Tamam artık ışığı kapatıyorum" dedim.

Günce'de bir panik, bir panik (eyvah uyku zamanı paniği):

"Aa, Cünce galba kaka yapmış, bezini içerde değiştirelim mi anne, ne dersin?" dedi önce, surat sevimli hale sokulmuş, kafa bir o yana, bir bu yana eğilmekte.

Kaka yaptığı falan yok tabi.

Yine de açtık, yeniden kapattık. Bütün bunları Günce'nin devinimleri içinde yapınca en az bir 10 belki 15 dakika daha geçti.

Baktı ki, yatma moduna geçiyor anne (baba zaten onca hareket ve sese rağmen sızmış- adamcağız uyumuyor, sızıyor artık resmen),bu kez de:

"Açıktım anne ben, hem de çok açıktım, ışamak (ıspanak) yemek istiyorum" dedi.

Ve kalktık.

Dahası yedi de gerçekten... Burada da "üzerine yoğurt koy", "neden yoğurt koydun ki, böyle yemicem", "babamın yanında yicem, babama gidelim", "burda yemicem, içeriye gidelim" (babanın yanına gidip, sonra tekrar geri dönüyoruz) şeklinde bir hareket zinciri
sonrası en az bir yarım saat daha geçirmiş oldu...


Odaya doğru yöneldiğimi fark edince minik bir bebeği kaptı hemen.
“Bak anne kısıma, ben anneyim, bu da kısım”.
“Küçük anne, hadi al kısını da, artık uyumaya gidelim” demiş bulundum.
“Ben anne diyilim, Cünce’yim ben” bu arada surat beş karış.
“Tamam Cünce’sin sen”
“Iııh, Cünce diyilim ben, Cünce’yim”
(Kabul ediyorum bir mikrobum, gecenin bu saati, ona Cünce dersem ne diyeceğini gayet iyi biliyorum, yine de içimdeki şeytan susmuyor ve bayıldığım tepki saniyesinde geliyor.)
"Tamam artık çok geç oldu, uyuyalım, yoruldum çünkü gerçekten" dedim.

Birden dudakları büzdü ve yaygara ağlaması değil, en içlisinden ve sessizce ağlamaya başladı. O yanaklardan, inci tanecikleri gibi yaşlar dökülürken bir yandan burnunu çekip, bir yandan da o koskocaman derdini anlatmaya çalışıyor:

"Sabaha kadar uyumuştum ben zaten, hep uyuyoruz, hep uyuyoruz, uyumak istemiyorum ben".

(Artık öğle uykusu da uyumuyor)

Sarıldım sımsıkı sadece. Öyle de uyuyakalmışız…

Ve hatırladım, bundan seneler öncesinde annesine "Dün okula gitmiştim ben zaten, hep gidiyorum, hep gidiyorum, okula gitmek istemiyorum" diyen bir birinci sınıf kızını.


Tarih tekerrürden ibaret, farklı durumlar ama aynı kalıp:))





---

16.12.2010
Yaptı

Yüzyıl (yeniyıl) ağacımız, zavallı ağacımız.

"Ağaç süslemekleri" (renkli saten toplar) asmışlardı dün akşam Eliz'le birlikte.


Günce önce iki topu aynı yere asarken, giderek 5-6 tanesini aynı yere asmaya başladı.

Asmayı tamamlar tamamlamaz da geri toplamaya bu kez.

Anne: "Ne yapıyorsun Günce'cim?"

Günce: "Meyveley topluyoyum, sebzeley topluyoyum ağaçtan".

Anne: "Ha evet, ne ağacıymış bu, neler topladın?"

Günce: "Elma (kırmızı top), domaneş de olabilirdir, biber (yeşil top), soğan (kırık beyaz top) böğürtlen (mavi top)".

O mavi topa böğürtlen demek, aklıma en son gelecek şeydi heralde.



---

16.12.2010
Yaptı

Yüzyıl ağacı Bölüm 2:

Ağaçtan topladığı "ağaç süslemekleri" (biraz önce meyve ve sebze olarak toplanmışlardı) bir süre sonra tekrar ağaca asmaya başladı.

Ve yeniden oradan toplamaya!

Ağaçtan aldığı her topu, teker teker gidip babanın üstüne koyuyor.

Bu sefer Eliz: "Günce'cim hadi gel onları ağaca asalım yeniden"
Günce: "IIhh, takmicam"
Eliz: "Ama ağacımızı süsleyeceğiz onlarla"
Günce: "Ağacı süslemicem, ben babamı süslicem".


---

16.12.2010
İlk kez

Kendi söylediğine, yine kendisi kızdı.

"Bak Cünce, kapı açilinca Noel Baba gelicek"
"Iııhhh, gelmesin, kendi DAĞ evinde kalsın".

!!!!!


---

16.12.2010
Dedi

Gece hala aynı tepinmeler, dönmeler, kısaca devinimler, devinimler...

Ardarda hapşırdım bir ara.
"Çok yaşa" dedi istifini hiç bozmadan (popo yukarıda, kafa gömülü yastık altına devekuşu misali).

O ortamda bunu demesi çok hoşuma gitti.

Annelik damarlarımda pik yapmış halde:
"Ayyy, sen yaşa bebeğim, sen çok yaşa.çok güzel yaşa..." şeklinde saymalara başlamışken, gayet net nokta koydu:

"Ben hapşırmadım ki!!!".


---

17.12.2010
Dedi

"Şu ekmeğin yumuşacık yerinden koparıyim, anneme veriyim."




---

17.12.2010
Dedi

Evde koltuk minderlerinden yapılma "kaydadak"tan kayarlerken Eliz'e "Neden birlikte kaymayalım?" dedi.

"Birlikte kayalım mı?" anlamında söylenmiş, biraz evrilip çevrilmiş ama ben çok sevdim.


---

17.12.2010
Dedi

Günce: "Babacım sen çok büyüdün, artık çocuk olabilirsin"
Baba: "Keşşkeee!"


---

17.12.2010
Dedi

Günce:"Despero izledim ben bugün annecim."

Bütün gün Günce'nin yanında olan anneanne hayretler içinde "Aaa, ne zaman izledin Despero'yu?" deyince Günce yanıtlar:

"İki zaman."


---

17.12.2010
Dedi

"Çok garip bir oyuncak bu baba, Eliz bebekken bunu oynardı."


---

20.12.2010
Dedi

"Öbüm koptu baba".

Aniden arkasında beliriveren babasına dedi.


---

20.12.2010
Dedi

Ta ta tatam! Anne-kız rekabeti başladı.

Dün akşam babaya "Damat" demeye başladı. Gelin de kendisi tabi. "Damat düşüyordum az kalsın", "Damat hadi dizlerimizle oturalım", "Damat yanıma deler misin?", damat aşağı, damat yukarı...

Ve o ağızdan her damat çıkışında bir kıkırdama, bir kıkırdama...

Sonra bana baktı, yanıma geldi, yanaklarımı ellerinin arasına aldı, "Sen de gelinsin, gelin-annesin"...


---

21.12.2010
Dedi

Yatak sohbetleri:
G: "Anne Emre benim kalbimi aldı."
A: ????
G: "Versin ama o benim kalbim."

Kalp hangi anlamda kalptir, hiç emin değilim.


---

21.12.2010
Dedi

Bu ayın durumundan mıdır nedir, kimle konuşsam, 2-3 yaş civarı çocuklarının gecenin bir saati sohbete kalktığından bahsediyor.
Dün gece 3-3,5 civarı, belki de 4.
Günce: "Tipa'ya didelim baba"
Baba: "Kızım bu saatte Kipa kapalıdır."
G: "Diyildir, Tipa'ya didelim, süt alalım"
A: "Günce'cim sabah olsun, Carrefourdan alırız."
G: "Olmaz bu süt sadece Tipa'da vardır."

O saatte bunu anlatacak halim olmadığı gibi, anlatsam da faydası olmayacağını da biliyorum.

G: "Baba o zaman ayaamı öp."

O saatte vıdı vıdı konuştu durdu.


---

21.12.2010
Dedi

"Ben daha sabah uyanmıştım, şimdi bi daha uyumak istemiyorum."

Sabahın körü uyanmıştı, saat olmuş akşam dokuz, gözünden uyku resmen akıyor, hanımefendi daha sabah uyanmışmış.


---

22.12.2010
Dedi

Sabahın ilk saatleri sohbetleri, saat 5 gibi bu sefer:
Günce: Anne bu örtü ne renk? Siyah mı?
Anne: Değil Günce.
G: Kafferengi mi o zaman, kaffe olabilirdir.
A: Kahverengi de değil Günce.
G: Hımm düşünelim o zaman, hadi anne sen de düşün.
A: Düşünüyorum Günce (düşündüğüm falan yok uyuyorum tabi ki, bu aralar böyle konuşarak uyuyabiliyorum).
G: Öyle düşünme anne, parmağını dudağına koyarak düşün (kendi böyle düşünüyor ya).

Bayağı koyu bir bejdi örtü.





---

23.12.2010
Sözlük
Kelime: uyurkenkalmışım
Anlamı: uyuyakalmışım
uykudan kalkıyormuş gibi yaparken söyledi

---

23.12.2010
Dedi

Yatmaya gitme pazarlıklarından sıkıldı bir an ve "Sen benden ne istiyorsun anne?" dedi.


---

23.12.2010
Sözlük
Kelime: yalabo
Anlamı: lavabo

---

23.12.2010
Dedi

G:"Baba benimle dans eder misin?"
Baba erir ve eridiği gözle bile görülmektedir.
G: "Caillou müziğiyle ama."

İşini de bilir.


---

24.12.2010
Dedi

Aşkta çatırdama:

Günce avaz avaz: "Bıktım bıktııımmm"
Baba: "Neden bıktın aşkım"
Günce: "Senden bıktım Damat"
Baba şookk: "Ne benden mi bıktın?"
Günce: "Hayır canım senden bıkmadım, sen çok iyi bir babasın, Damattan bıktım."
Baba: Erir.


---

24.12.2010
Dedi

Oyun oynarlarken,

Baba: Pazara gidelim mi?
Günce: Olmas canım pazar kapandı.
Baba: Kapandı mı?
Günce: Evet. Ama Forum açık!!!

Oyun ne zaman biter, gerçek ne zaman başlar bilinmez, karmaşık ilişkiler...


---

24.12.2010
Dedi

Eliz: "Çok kararlıyım anne, ben büyüyünce oyuncu olacağım, müzikal oyuncusu hem de."

Anne: "Çok iyi, umarım olursun, çok okumalısın o zaman."

Eliz: "Eğer oyuncu olamazsam stilist olurum o zaman yada Montessori öğretmeni (Hilal aşkından mütevellit son istek).

Günce: "Ben büyüyünce gelin olucam!!!!"

İsteklerine kesin saygı göstereceğim düşüncemi bir kontrol etmeliyim. Daha 17'sinde birini elinden tutup "ben evleniyorum" diye getirmez umarım.


---

25.12.2010
Dedi

Eliz'in tarafından bindi arabaya ve "koltaama oturmicam, arka koltaa oturicam" diyerek yerleşti arkaya.


Eyvah yine bir saat koltuğa oturma gerekliliği üzerine konuşmak zorunda kalacağız derken Eliz ışık hızıyla meseleyi halletti:

Eliz: "Haydi yerine yerleş Günce de, Caillou açalım."
Günce: "Peki oturuyoyum problem yok"

Anne ve baba: Dumur.


---

25.12.2010
Sözlük
Kelime: Dizimle oturucam
Anlamı: Dizüstü oturmak

---

25.12.2010
Dedi

Eliz söyleyeceği şarkıyı seçmek için Rengarenk'in şarkı sözlerini incelemede. Kitapçığa bakıp, söylüyor yavaşça.

Minik kızın elinden kaptı kitapçığı, ilk sayfasını açtı ve yüksek sesle okumaya başladı:
"Sevgili Cünce..."


---

25.12.2010
Sözlük
Kelime: Ayağımla oturucam
Anlamı: Sandalyeye çıkıp, ayağa kalkmak

---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder