01.09.2010
Yaptı
Eliz, Günce ve Günce'den 9 ay büyük kuzenini Joker'e götürdük.
Günce 25 numara bir Agatha Ruiz de la Prada'yı ayağına geçirip "bu tam bana göye, bu oluy" şeklinde mağazanın içinde dolanmakta (en az iki numara büyük ayakkabı aslında).
Günce'nin ısrarları karşısında mecbur kalan baba bir yandan ayakkabının 23 numarasını aratırken bir yandan da kendi kendine söylenmekte:
"Nasıl bir iş bu böyle, 2 yaşındaki çocuk bile oyuncakçıda kendine ayakkabı beğeniyor, kesin x kromozomuyla taşınıyor"
---
02.09.2010
Dedi
Günce:"Elisciim bebeyi mama şandalyeşine şokmaya çalişiyoyoyum, bana yamın (yardım) edermişin?"
Eliz:"Bu bebek o mama sandalyesinin bebeği değil Günce, girmez oraya"
Günce: "Şokabiliyiş Elisciim, bak işte yapabiliyoyoyum" (gerçekten bebeği sokmaya çalışır ama bebek büyük geldiği için girmez)
Günce bebeğe: "Yüffen bebek, giyebilişin buyaya, yadi (hadi) diy buyaya"...
---
02.09.2010
Dedi
"Anneciim bu şütü şoğutmayı düşünüyoyum"!
---
03.09.2010
Dedi
Günce:" Baba bana kavıltı hazıylay mışın?"
Baba: "Hazırlarım tabi kızım"
Günce: "Ben de şana yamın edim mi?"
Baba: "Yok tatlım sen yatmana devam et, ben hazırlarım"
Günce: "Yamın etmemi iştey mişin?"
Baba: "Gerek yok kızım, ben yaparım"
Günce:" O zaman ben şana yamın edim"
Baba: "Ben hazırlarım bebeğim, sen uyumana devam et"
Günce: "Çünkü ben gözümü açık tutamıyoyum di mi?"
Baba:!!!
---
05.09.2010
Dedi
Günce: "Cıslastıs yapiyoyum, bakın bana"
Anne: "Ne yapıyorsun Günce?
Günce: "Tekyaylıyoyum, cıslastıs yapiyoyum"
---
06.09.2010
Dedi
Babamız zona oldu (bu kadar gerginlik ve stresle olmasa şaşardım zaten), "ağrım var, biraz uzanacağım" deyip, içeriye gitti.
Çaktırmadan dinlemiş Lokumcuk.
Babasının yanına gitti pıtı pıtı.
Yatağa çıkıp "Haşta mışın, öpücük kondurim mi şana, geçsin?" demiş.
---
08.09.2010
Sözlük
Kelime: Başkapan
Anlamı: Başbakan
---
08.09.2010
Dedi
Günce: "Babacıım şana yemek hazıylıyoyum"
Baba: "Teşekkür ederim kızım"
Yemek karışımını karıştırdı, pişirdi, kaseye aktardı.
Günce: "Al canım, şana köpek mamaşı"
Baba:!!!!!!
---
12.09.2010
Dedi
Oturduğumuz kafeden kalkmak üzereyiz ama tam o sırada Günce masanın bana yakın olan tarafının altına girdi ve ıkınıp sıkınmakla meşgul.
Baba durumu farketmedi ve "hadi kalkalım artık" dedi.
Bir yandan sıkınmaya devam eden Günce, bir yandan da babaya cevap yetiştirdi:
"Bitiymek üzeyeyim"...
---
14.09.2010
Dedi
Elimiz kolumuz Eliz'in kitaplarıyla dolu eve girip, bir de onları kaplamak için ortalığa dökünce, bunca kitabın içinde kendisine bir tane bile "çipak" çıkmayınca çok bozuldu (nasıl akıl edemedik onun için de birkaç kitap almayı, zaten Eliz'in okula gitmesi
ona yeteri kadar koydu).
Anneannesine "Ben de şeninle deliyoyum, hazır mışın tatlım, çıkalım mı"lar, "şana bir öpücük kondurim mi"ler ve daha bir dolusu...
Ciddi ciddi akşam kalmaya anneanneye gidiyordu bizimki.
---
14.09.2010
Dedi
Okuldan gelen Eliz'e önce afra tafra yaptı, sonra birlikte balkona çıktılar. Durup dururken Eliz'e sarıldı ve "Okul kokuyoyşun şen" dedi.
Küçük kuşuma çok dokundu bu okul ayrılıkları...
---
14.09.2010
Dedi
Babacım ben bişeyler içicem, şen de işter mişin?
---
18.09.2010
Dedi
Günce:" Kaynım çok ağyıdı, neden kaynım ağyıyoy annecim, gaz mı vay?"
Anne: "Olabilir Günce"
Günce: "Peki kaynıma yerden giymiş bu gaz?"
---
20.09.2010
Dedi
Ayağında çoraplarla seramiklerin üzerinde bir yandan kayarken, bir yandan da "Biliyomuşunuz ben çok iyi buş pateni kayabiliyoyum" dedi.
Ve ekledi:
"Ama onlar beni almiyo…"
---
20.09.2010
Dedi
Dün boş kortlardan birinin gayet ağır ve parmak sıkıştırma potansiyeli yüksek kapısını açıp, korta daldı "Ben içeyiye diyiyoyum annecim, göyüşüyüz, dittatli ol" diyerek.
"Buradan çıkmalıyız Günce, tenis oynayanlar için burası, bu kapı da çok ağır bir kapı, elin sıkışabilir" diyerek dışarı çıkardım.
"Buyası okul annecim, buyasi da sınıf, içeyiye didiyoyum ben, dittat olicam" dedi ve yine girdi.
Fileye kadar yürüdü, birden durdu ve:
"Olamaj, kimse yok buyda, napicam şimdi" deyip, tekrar kapıya geldi.
Bu böyle en az 5 kez tekrar ettikten sonra, kucaklayıp götürmek zorunda kaldım.
---
21.09.2010
Dedi
"Kaynım ağyiyo babacım, öveler mişin?"
---
21.09.2010
Dedi
Bisküvi istedi, ben de elimi pakete daldırıp bir tane verdim.
"Tabaa koymalışın annecim" dedi.
Koydum, yanında da bir bardak süt verdim.
"Tabamı kendim dotüyebiliyim" dedi, "koltaana" kadar taşıdı, yerleşti ve,
"Çok naziksiniz" dedi.
---
22.09.2010
Dedi
Dün gece 11'de yatırma çabaları içindeyiz baba ve ben, o da "uyumak iştemiyoyum" derdinde.
Sağında ben, solunda baba, Günce ortada:
"Tele oldum ben" dedi.
İkimiz birden: "Tele mi oldun? O ne Günce?"
"Teytentele (kertenkele) işte, şen de kalemun (bukalemun) oldun annecim ve şen de kuybaaşıınnn babacıımmmm."
Daha 5 sn bile geçmemişti ki fikir değiştirdi:
"Ya da ben kuyba oliyim. Ve işte tepiniyoyum şimdi."
---
22.09.2010
Dedi
Dün akşamüzeri eve girdiğimde uyuyordu, bir süre sonra uyandı yine yüzünde o kocaman gülümsemesiyle.
Anneanne: "Meyve yer misin Günce'cim?
Günce: "Yeyim."
A: "Ne istersin, şeftali, armut, üzüm?"
G: "Aymut oluy."
A: "Nasıl yiyeceksin, minik minik mi yapayım, ısırarak mı?"
G: "Böyle elimde ışıyayak yiyicem. Elma da yiyicem elimde."
Bu arada da uykudan yeni uyanmış da olsa elinden "moy" çantası eksik değildir. Birden:
G: "Ya da bu elimde aymut olşun, bu elimde de elma olşun, annecim şen de çançamı aşar mışın?".
Şimdi bu kızı yemeyeyim de ne yapayım?
---
23.09.2010
Sözlük
Kelime: doktor suyu
Anlamı: serum
---
23.09.2010
Dedi
Gecenin bir saati biz onu yatırmaya çalışıyoruz, o da yatmamaya...
İkna etmeye çalıştığımız bütün sözler, her kitap okuma denememiz vs vs hiçbiri top gibi yataktan atlamasına engel olamadı ve ekledi:
"Hergün hergün yatıyoyuz ama..."
---
24.09.2010
Dedi
Dün babanın mix maçı için tenis kulübüne gittik. Günce ortalarda dolanıp, "mozöik paşta" siparişi verirken, anestezist bir arkadaş:
"Abla oldun sen artık Günce'cim" dedi.
Günce: "Büyüdüm ben ve şimdi babayla teniş oynicam" dedi.
---
24.09.2010
Dedi
Gece uyumama direnmeleri yine.
G: "Baba bana şaykı açır mısın?"
B: "Açarım kızım ama yarın abla ve abilere sınav sorusu hazırlayıp göndermem lazım. Bunu bitireyim öyle açayım olur mu?"
G: "Tamam babacım soyun diyil"!!!
Oysa ki gecenin bu saati, uykusuzluk gözünden akarken kıyamet koparmasını bekliyorduk.
---
24.09.2010
Dedi
Nihayet arabaya yerleştik ve eve gelmemize beşyüz metre kala, çıkarken çantamı evde bıraktığım ama kulüpten ayrılırken de babadan anahtarı almadığımı hatırladım (cüzdan olsa markette oyalanabilirdik hiç olmazsa).
Onlara birşey söylemeden bir U dönüşü, yeniden kulübe yöneldik mecburen, Tavşancık Potter seyrettikleri için farketmediler döndüğümüzü.
Yeniden kulübün girişine yaklaşınca Günce çevresine baktı ve:
"Garipsin anne, çok garipsin" dedi!!!
E, haksız değil tabi.
---
24.09.2010
Dedi
Boş damacanayı öne arkaya taşırken, dibinde kalmış bir miktar su koluna dökülünce, kızdı ve:
"Bu su çok ıslak".
---
24.09.2010
Dedi
Maç bitmek bilmeyince biz kızlarla eve dönmeye karar verdik.
Arabaya yöneldiğimizde Özgür'e (tenis kulübünün şefi):
"Yavaş yavaş kaçiyim ben aytık" dedi.
Merdivenleri inip, otoparka geldik. Park edilmiş BMW motorsikleti görünce oraya yöneldi, sağını solunu elledi ve:
"Galiba bunu biyendim" dedi.
---
27.09.2010
Dedi
Arabaya yönelirken peşin peşin durum özeti yapıyor: "Koltaama otuymaktan nefyet ediyoyum!".
Ve oturmuyor, arka koltuğa yerleşiyor, ben de yanına, emniyet kemeri takılı ama bu kemerin onun için yeterli olmayacağını anlatıyorum.
Kendi kendine konuşmaya başlıyor:
Günce: "Bak ne diiceemmm Cünce'cim, bu kemey şana göye diyil, koltaandaki şana göye, polisler kızabiliy, hem de buydan Caillou'yu göyemiyoysun"...!!!
Ve Caillou izlemek uğruna "koltaana" yerleşir.
---
28.09.2010
Sözlük
Kelime: Bi yila
Anlamı: Bir lira
---
28.09.2010
Yaptı
Kaza sezonunu bir açtı, pir açtı.
Cumartesi günü ısrarla elinde tuttuğu çatalı, gözüne sokarak aklımızı aldı.
Pazar günü çıplak bacağının hem de iç kısmını (en acıyan yerini) mama sandalyesinin emniyet kemerine öyle bir sıkıştırmış ki, nasıl çıkaracağımızı bilemedik. Bacak mosmor!
Dün de "ışamak" (ıspanak) yiyeceğim diye tutturunca semizotu pişirmişler. Daha ateşten yeni inmiş yemek tabağını kaşla göz arası üzerine devirmiş. Neyse ki anneanne ışık hızıyla tshirtünü kaldırdığı için çok yanmamış karnı.
"Moy biy şapka takmak iştedim" diye kendisi anlattı kazayı bir de. Beyaz tabaktan mor bir şapka:)))
Bu aralar gözünü iki saniye ayırmaya gelmiyor Günce'den. Anında vukuat...
---
28.09.2010
Dedi
Cumartesi baba fotoğraf çekmeye gitti ama ben ve Eliz evde olduğumuz için Günce bunun hiç hoşlanmadığı bir "iş" günü olmadığının farkındaydı.
Akşamüzeri geldiğinde ardarda saydı babaya:
"Dit başımdan, şana darıldım, küştüm şana ben, evimden de dit, şevmiyoyum şeni"...
Babayla birbirimize bakakaldık!
---
28.09.2010
Dedi
"Ben şana çok bağlandım babıcım" deyince babanın yüzünün aldığı şekli tarif bile edemiyorum.
Ardından gelen "şimdi uyumak iştemiyoyum tamam mı, şaykı açalım biylikle" kısmını bile duymadı.
---
29.09.2010
Sözlük
Kelime: ekmek kızartısı
Anlamı: kızarmış ekmek
---
29.09.2010
Dedi
Eliz okuldan geldi ve içeri girer girmez "ödevimi hemen bitirmek istiyorum" dedi??!!??
Ben altı yıldır okula giden ve bir tek kez bile ağzından böyle bir cümle duymamış anne olarak, kızımın iyi olduğundan emin olduktan sonra memnuniyetle kenara çekildim (elbette bir planı vardı, olsun, öncesinde yapmayı planlamış ya yeter de artar).
Odanın ortasına döktü defterleri, yere de yayıldı bir güzel, hızla başladı yazıp çizmeye.
Eliz'in gelmesini "birlikte azma zamanı" ilan etmiş Günce ise bu duruma hiç hazırlıklı değildi.
Önce şaşırdı "ne yapıyor Elişim" diye. Bunu da "bugünkü oyun heralde" olarak algıladı ve saçılmış defterlerin birini de kendisi kaparak, hem de yazılı bir sayfaya yeniden yazmaya başladı.
Yazdıklarının üzerinin karalandığını gören Eliz "Güüünnnceeeee" şeklinde bir çığlık atınca, gözlerini kocaman kocaman açarak Eliz'e bakan Günce hiç istifini bozmadan:
"Şakin ol yavvum, şadece ben de yaşmak iştiyoyum, bak anne'nin b'si yaşiyoyum" dedi!!!
---
29.09.2010
Dedi
Babasına:
"Ben Foyum'a dittim bugün, Foyum'da İlgas'lar vaydı, oyda bir yamam (hamam) böceği tip tip baktı bana"
---
26 Aralık 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder