Cuma akşamı Elişim bir arkadaşının geleceğini söyledi. Ama sadece arkadaşı değil, annesi ve kardeşi de geldiler:))
E, kadıncağız haklı tabi, ilk kez çocuğunu göndereceği yerin nasıl bir yer olduğunu merak etmiş olmalı, çünkü ODTÜ'dekinin tersine burada hiçbir veliyi tanımıyorum (sadece ben değil, hiçkimse birbirini bilmiyor gibi). Sadece Elif G (zaten tanışıyorduk), Tuna (annesi ve babası hastaneden), karşılaşsak hatırlar mıyım emin değilim ama bir merhabamız var Alara (kayak otelinde tanışmıştık) ve yuvadan da arkadaşları Yiğit ve Burcu...
Kadıncağız haklı da çıkageldikleri gün, koltukların minderleri yerlerinde değil (kılıfları çıkarılmış, yıkanmış), salon savaş alanı gibi (iki tane çamaşır askısına ıslak kılıflar asılmış, Günce'nin salıncağı, ana kucağı, Lotty hepsi ortada), bir de üstüne babaM bölüm yemeğine gitmek üzere!!!
Mecburen karmakarışık ama en azından oturulabilir halde olduğu için salona geçtik, kızlar da Elişimin odasına. Bu arada ben yemek yememiştim, Günce acıktı ama kadıncağız sohbet etmeye çalışıyor.
Neyse bir kırkbeş dakika kadar oturdu, sonra "biz şimdi kalkalım, ben sonra gelir Elif'i (bu Elif U) alırım" dedi. Sevinçten kucağına atlayabilirdim.
Hemen önce kendim birşeyler atıştırdım, sonra da Günce'ye yedirdim (eve girdiğimde şüüttt demişti ve istediği olmuştu).
Kızlara birşeyler ikram ettim.
Sonra da Günce yanlarına gitmesin diye oyalama çabaları.
Banyodan küvetini aldım. Önce içine "top havuzu toplarını" tek tek koyduk, boşalttık, yeniden koyduk, boşalttık, sonra Lokumcuk küvete girdi, "buyaya buyaya" dediği heryere topları ben doldurdum, o da sanki köpük banyosundaymış gibi kuruldu.
Biraz "ayağın nerde?", "buda", "bacağın nerde?", "buda" oynadıktan sonra, "Günce bıcı yapsın mı?" dedim.
Lokumcuk topların içinde oturmasına rağmen önce hafiften bir yüz ifadesi değişti,sonra bir iki topu alıp yavaşça kafasından aşağıya su sesi efekti eşliğinde boşaltıyormuş gibi yaptım. Söz konusu kafa olunca Lokumcuk ne top tanıdı, ne oyun ve bağırmaya başladı "Bittiii, biittiii" (banyoda gayet keyifle oynarken ne zaman saçlardaki şampuanı arıtmak için kafaya su dökmeye başlasak savaş başlıyor, "bittti, biiittttiiiiii").
14 Mart 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder