Gün kızım, Güneş kızım

Lilypie Second Birthday tickers

23 Mart 2010 Salı

Saymaca, saymaca...

Kaç zamandır Lokumum kapıdan çıkmak üzereysek kapı önünde hazırlananları, asansördeysek içindekileri ve arabadaysak yine arabadakileri sayıp duruyordu.
Bir tür Güncece yoklama olmalı. "Anne, baba, Eliş, Günce" gibi.

Şimdi bunlara o an kim ne yapıyorsa onları da ekliyor, kendi yaptıklarını da tavsiye ediyor (en çok da Eliz'e).

"Elişim hava şouk, men şapka taktım, şen de tak" gibi (kapşondan bahsediyor).

Bugün de önce babasının arkasından deliler gibi ağladıktan sonra, baktık ki sıra benim arkamdan ağlamaya geliyor (istediğin kadar konuş anlat, geri geleceğiz, şu zamanda, sen şunu yaparken geleceğiz, biz de seni özlüyoruz, boşa...o öyle ağlarken çıkıp giderek güne başlamak da nasıl oluyor, tahmin ediliyor heralde), anneanne bir daha ağlamasına kıyamadı, "hadi parka çıkalım biz de" dedi.

Orada akan sular duruyor. Hemen koştu, montunu aldı, giydi kendince. Şapkasını da aldık, güneşten kızarıveriyor hemen, bu aralar yanaklar berbat durumda koruyucu da sürmek mümkün değil. Neyse bari şapkayı taktırdı, birkaç ay öncesine kadar kafada herhangi bir şey tutmayı başaramamıştık.

"Anne montunu giydi, men de giydim montumu, şapka taktım". Ne kadar uzun cümleler kurmaya başladı iyiden iyiye.

O anneanne ile parka gitti, ben de doğru tuhafiyeye. Montessori giyinme çerçeveleri hazırlatmak istiyorum artık ve bunun için "kasnak" gerekli. Kasnak bulamadım ama irili ufaklı düğmeler aldım. Bir de iki tane steril idrar kabı bulup kapaklarını kesersek (Iraz'ın yaptığına benzer) düğme aktivitelerine başlayabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder