Gün kızım, Güneş kızım

Lilypie Second Birthday tickers

12 Şubat 2010 Cuma

Anlayamadığımız Şovaayyy???

Bütün gün koşuşturmaca halindeydim. Baksan ortada yaptığım hiçbirşey de yok gibi ama inanılmaz yorgunum. Yine de yazmazsam süper hafızamla ertesi gün hatırlama sorununu pik düzeyde yaşamamak adına yazayım bari.

İki üç gündür emekleme modunda ama daha çok bir yengeç gibi görünen Lokum Hanım durumu açıkladı: "At oluş"...

At olmaktan hızla ressam olmaya geçiş...Mami, yeşil, pembiş diye diye keçe kalemleri alıp kağıda çizerken bir yandan da bana açıklamalarda bulunuyor: "Göşü, baba, çopaç (topaç), bebep (bebek)" çiziyormuş!!!

Sonra hızla "kumanna"yı eline geçirdi, "baş baş baş" kanalları değiştirdi.

Buradan da "tanşünene" (tansiyon) ölçme girişimine geçildi.

Bir sonraki hedefse iki gündür avucuyla içine dalmaya bayıldığı "kımer" (krem) kutusu...

Bu arada unutmadan ekleyeyim. Kaç zamandır "annesi" diye seslenip duran babaMı onca uyarmama rağmen beni dinlemedi ve Lokumcuk iki gündür "anNem"lerin arasına "annesi" demeye başladı. Ama intikam baldan tatlı, ben de "babasııı" diye seslenmeye başladım ve minik papağan bugün "babaM"a "babası" demeye başladı. HAHH!

Bir süredir "Eprikıs" diyen Lokumcuğun neyi anlattığını hala bilemiyoruz. Elişim "apricot" olduğunu ve kendisinden öğrendiğini iddia ediyor ama öyle bile olsa neyi böyle adlandırdığını anlayamadık. Dün akşam buna bir kelime daha eklendi. Kucağıma yüzü bana bakacak şekilde ata biner gibi oturup, "Şovaayyy" diye yüksek sesle bağırırken bir yandan da kafasını sağa sola sallıyor.??? Anlamadık. Galiba şövalye de, kafa neden sallanıyor acaba? "Yüsgay" (rüzgar) diyordu saçını eliyle karıştırarak, belki de kafa sallama da uçuşan saçı temsil ediyor:))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder