Gün kızım, Güneş kızım

Lilypie Second Birthday tickers

25 Şubat 2010 Perşembe

Paydon!!!

Öğlen evdeydim yine, Lokum Hanımı uyutayım diye. Bir yandan bu iş beni artık iyiden iyiye yormaya başladı, artık kurtulalım istiyorum her ikimizde. Ama bir yandan da ben uyutmayınca yeteri kadar uzun uyumuyor (dün olduğu gibi), sonrasında da akşamüzeri çok huzursuz oluyor diye de kıyamıyorum.

Kapının çaldığını duyar duymaz, gelenin ben olduğumu anlıyor ve "yaşasııınnnn" diye atılan o kocaman çığlığı ta kapının dışından duyuyorum...Bu gerçekten tarifsiz...

Yine terlik, yine "üöpp" sahneleri ardından yataktaki ilk girşimimiz her zaman olduğu gibi on dakikalık emme sonrası Lokumcuğun ayağa fırlamasıyla sonlandı.

Ayağa kalkarken de ağzından kocaman bir "burrppp" kaçtı. Kalkma işlemini iki saniyede tamamladı, elini ağzına götürüp kapattı ve aynada kendine bakarak "paydonn" dedi!!!

Haydi miniğim günde otuz kere hapşıran annesi nedeniyle (hele de bu aralar), "çok yaşalara" doğduğu günden beri maruz kalıyor, o nedenle hapşıran birine "çok yaşa" dediğinde hapşıran çok şaşırmıştı ama biz onun bu deyişe aşinalığını biliyorduk da, bu "buurrppp"dan sonra "pardon" dendiğini nereden duymuş da, aklında tutmuş şaşakaldım!!!

Bu ara arabada sıkılmasın diye aldığımız iki CD'den de çok memnunum:))) İlki Banu Kanıbelli Kar'a. Bu CD'de "Palyaçonun topları" adlı şarkıya bayıldı Lokumcuk. Evde de "Çap, çap,çap" (çarp, çarp) diye kendi kendine söylüyor. İkincisi ise benim çocukluğumdan kalma Modern Folk Üçlüsü şarkıları. Şarkıları bunca aradan sonra yeniden duymak benim için de çok hoş oldu da, hiçbirimiz aralara konan şiirler kısmından hoşlanmadık.

Akşam babaMın ameliyat günü gecikmeleri vardı yine. Lokumcuk elimden bir öne bir arkaya taşıdı beni. Bütün birgün içinde en az uğradığı yer kendi odası (en yakın zamanda Lokumcuk için daha uygun bir hale getirmeye çabalayacağım ama ne yaparsam yapayım Elişimin odası hep daha cazip olacak galiba), odaya girdiğinde de tembel anneSi (anNem oldu anneSi uzun zamandır, babaM sayesinde) hala ona uygun bir kitaplık yaptırmadığı için şimdilik malesef kapalı gözlerden birinde duran kitapları karıştırmaya başlıyor. Bu aralar Cemice (Cemile) leri keşfetti. Elbette üç sayfadan fazla okumayı ben başaramadım zaten de, anlaşılan o ki anneanne ile babaM da başaramamış. Sormadım yada görmedim birlikte okuduklarını ama Cemile'nin ayıcığının adının Tombiş olduğunu yada bir başka kitabında aşı yapıldığını biliyordu ben söylemediğim halde. Kaydedici anında kaydetmiş onları da.

Hala bir şekle sokamadığım karşılıklı duran nişlerinde de birkaç kitabı var. Bunlardan biri bayıldığı Disney İlk Ansiklopedim "Yayvanlar"...Neredeyse hepsini öğrendi.

Odaya girince yine "Yayvanlar"ı istedi. Koltuğuna kuruldu. O sırada kitap elinden düştü. Kitabı almaya çalışırken pufa kafasını çarptı ve : "Ayy kafam. Kafam donk yaptı. Öüpp". İyiden iyiye konuşmayı halletti artık da ne zaman elime kamerayı alsam dut yemiş bülbüle dönüyor:)))

BabaM gelince yağmur nedeniyle bugün hiç dışarıya çıkamayan Lokumcuk "pıtır pıtır" yağmur altında babaMla marketten yumurta ve muz alıp geldi.

Sonra uykuya. Gözleri kapalı, resmen uykusunun arasında konuşuyor: "Annanne aşşa, annanne göşü, Efe'nin göşü, Günce'nin göşü..." şeklinde herkesin gözünü saydı. Ne görüyorduysa rüyasında.

Dün sabah da "tamam, tamam, bitti" diye bağırdı önce uykusunun arasında sonra "anneSi kolum aciyo" dedi. Hala aşı travması :(((



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder