Günce çok keyifsiz birkaç gündür...Çarşamba gecesi ateşi de yükseldi, üzerini inceltme ve gecenin bir saati ağlayarak gezinmemiz dışında birşey yağmaya gerek kalmadan düştü. Belirgin bir odak da görünmüyor, muhtemelen diş...
Ama çarşambadan beri hiçbirşey yemiyor, uyku düzeni altüst oldu (dün gece onbirbuçukta anca uyudu).
Bugün sabahsa onca açlık ve uykusuzluğuna rağmen iyi uyandı diyebiliriz. Hülya bulaşık makinesini doldururken olaya dahil olmaya çalıştı. Sonra dönüp "elim piş oldu" dedi. Artık iyiden iyiye üç-dört kelimelik cümleler kuruyor.
Sonra "şopet" diyerek "kugaççi" istedi. Bir dolu şirinlik yaparken "Fıstık mısın sen?" dedim. "Fışbık!" dedi (öyleymiş). "Çok mu fıstıksın?" dedim. "Çokkk" dedi.
"Kimin fıstığısın peki?" dedim. Bekliyorum ki "anNem" diyecek, "Elişin" dedi:)))
Biraz Toyz Shop'a uğradık, babaM marketteyken. Elişim kaç zamandır istediği çemberi bulmak üzere bizden ayrıldı. Biz de lokumcukla pastel ve kuru boyaların olduğu bölüme girdik. Bir kutu pastel boyayı eline alıp, açmak istedi. "Önce ödeme yapmalıyız" dedim sadece. Kutu elinde mağaza çalışanı kimi bulduysa "ödeme" diye kutuyu göstermeye başladı. Resmen "ödemeyi kime yapacağız?" diye soruyor. Hiç karışmayıp, sessizce arkasından izledim. Sora sora çıkışa yakın kasayı buldu ve elimden çekip "ödeme" dedi.
Ödedik birlikte. "Pooşet" dedi. Boyamızı poşete de koyduk ve çıktık.
Nasıl bir gözlemse bu, sadece onsekiz aylık bir bebek belki de ilk kez duyduğu bir sözcüğü tam da amacına uygun olarak anlayabildi ve ne gerekiyorsa yaptı...Gerçekten bazen şaşırıp kalmamak elde değil!
Gece uykusu yine aklına ne geliyorsa arka arkaya saymakla geçti: Aşanönönü (asansör), anNem, one, two, three (Eliz öğretmiş-two'yu bir duymanız lazım), Po (hiç seyretmediği halde nereden bildiğini anlayamadığımız Tele Tubbie karakteri), kaadem (kalem), dolna (dolma), Elişim, arnut (bu da armut- mler genellikle n oluyor), yatış, Munaatt (babaM)...gibi gibi saydı durdu. Ondan sonra uyuyabildi...
5 Şubat 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder